Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, Olympos Antik Kenti ziyaretinde konuştu Açıklaması

Ersoy, Antalya‘nın Kumluca ilçesindeki Olympos Antik Kenti’ni gezdi, hafriyat çalışmalarını inceledi.

Gazetecilere çalışmalar hakkında bilgi veren Ersoy, Bakanlık olarak en kıymetli sorumluluklarından bir adedinin kültür varlıklarının korunmasını sağlamak olduğunu söyledi.

Olympos’ta 1990’lı yıllarda Antalya Müzesince başlanan hafriyat ve etraf düzenleme çalışmalarını Pamukkale Üniversitesinden Doç. Dr. Gökçen Öztaşkın’ın devam ettirdiğini anımsatan Ersoy, 2006’dan bugüne kadar Bakanlık ve Valilik tarafından bölgeye 4,5 milyon liranın üzerinde ödenek aktarıldığını kaydetti.

Bu yıl bilhassa Nekropol Caddesi, Piskoposluk Sarayı, Roma Tapınağı, Tapınak Caddesi, Freskolu M13 Yapısı, Güney Stoa Yapısı, 3 Nolu Kilise, antik kentin çeşitli noktalarındaki anıtsal mezarlarda, konut yapıları ile Kuzey Kent Limanı’ndaki 10 farklı alanda çalışmalar yapılacağını vurgulayan Ersoy, “Hocamız, meslektaşlarıyla hafriyat ve onarım çalışmalarını yürüteceği üzere ören yeri yürüyüş güzergahında da ziyaretçi tecrübesinin artırılmasına yönelik güzelleştirme çalışmalarını gerçekleştirecek.” bilgisini verdi.

Ersoy, yakın bir vakitte Olympos Örenyeri Karşılama Merkezi’nin ihalesini de yaparak alanda çok daha keyifli bir seyahat ve işletmeyi tesis edeceklerini bildirdi.

“Antalya’ya yatak kapasitesi gereksinimimiz yok”

“Kültürel miras alanları ile ilgili attığımız adımların değerli ve stratejik emelleri var. Antalya’da turizmle irtibatlı bir kültürel miras koridoru oluşturmak, sürdürülebilir olarak kültürel mirasın hem korunmasını hem de turizmin içinde vazgeçilmez bir öge, nitelikli bir turizm eseri olarak yer almasını sağlamak istiyoruz. Böylece temel gereksinim duyduğumuz, 12 ay devam eden turizm hareketliliğini dilek ettiğimiz düzeylere çıkarmak ismine kıymetli adımlar atmış oluyoruz. 12 ay turizm olgusu yalnızca turizm tesisleri için değil, turizmin tüm paydaşları ve tedarikçileri için de kıymetli bir öge.”

Ersoy, bilhassa nitelikli işçi istihdamı, tarımın ve tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliğinin, turizmin sürdürülebilir olmasıyla direkt alakalı bahisler olduğuna işaret ederek “Özellikle Antalya’da yatak kapasitesi gereksinimimiz yok. Nitelikli turizm yapmaya, rakiplerimizden ayıran kültürel ve doğal mirasımızı sürdürülebilir halde müdafaaya ve bunları en hakikat ve inançlı biçimde yönetmeye gereksinimimiz var. Biz son yıllarda büsbütün bu politikayı güdüyoruz.” sözlerini kullandı.

“Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı kriterleri oluşturduk”

Bakan Ersoy, salgın devrinden sonra Turizm Geliştirme Ajansının (TGA) dinamik yapısı sayesinde çok kıymetli bir çıkış yakaladıklarını söyledi.

Özellikle İnançlı Turizm Sertifika Programı’nı Sürdürülebilir Turizm Programı’na dönüştürerek uzun vadeli planlamalara devam ettiklerini belirten Ersoy, şöyle devam etti:

“Bu süreçte, dünyanın en üst etraf ve sürdürülebilirlik platformu olan Küresel Sürdürülebilir Turizm Kurulu ile çalışıyoruz. Tüm konaklama tesisleri için Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı Kriterleri oluşturarak, bu kriterlere uyulmasını mecburî hale getirdik. Bu sayede 2030’a kadar Paris Muahedesi’nden doğan taahhütlerimizi yerine getirmiş oluyoruz. Böylesine kapsamlı bir çalışmayı dünyada yapan birinci ülkeyiz.”

Ersoy, Küresel Sürdürülebilir Turizm Konferansı’nı (GSTC 2023 Antalya) Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TGA öncülüğünde, 9-11 Mayıs’ta Antalya’da düzenleyeceklerini bildirdi.

TGA’nın kuruluşundan bu yana yürütülen tanıtım ve pazarlama çalışmalarının meyvesini aldıklarını ve almaya devam ettiklerini vurgulayan Ersoy, “Bugün tanıtım kampanyalarımızla, 200’den fazla ülkeye ulaşıyoruz. Tanıtım sinemalarımızın, kampanyalarımızın bu 200’den fazla ülkenin klasik ve dijital medyasında yer alması, Olimpos ve Likya Yolu üzere değerli kültürel miras destinasyonlarımızın CNN International, BBC World, Al Jazeera üzere dünyanın önde gelen haber kanallarında görünür kılınması olağan ki tesadüflerin değil, TGA ile belirlediğimiz stratejiler doğrultusunda yaptığımız ve yapmaya devam edeceğimiz çabalı çalışmaların sonucudur.” değerlendirmesinde bulundu.

Ersoy, bu çalışmalarla çok kısa vadede ören yerlerinde ziyaretçileri şaşırtacak sonuçlara ulaşılacağını kelamlarına ekledi.